Ailede güzel tarifler, yenilikler bulmak benim konum. Bu tarifleri kaydederek sürekliliği sağlamak da hep anneme düşer. Kardeşim de ara da arar bunu nasıl yapıyorduk, şu nasıldı diye sorardı. Birgün annem sıkıldı, aldı eline defteri yazdı en güzel tariflerini. Annemin el yazısı inci gibidir. O defter şahane bir defter tam saklamalık. Ama yeni tarifler girmeye devam ediyor mutfaklarımıza, her tarifte anneme "Deftere ekler misin anneciğim?" mi diyecektim... Ya benim kızıma ben de oturup kağıt kalemi alıp tarif mi yazacaktım? Şu tarifleri göze görünür, bulması kolay bir yere kaydetseydik yaa... Lazım olana, sorana da söylemesi kolay olsaydı, bilgisayardan, olmadı cep telefonundan kolayca bulunsa, eve dönerken malzeme listesi tamamlansaydı...
İşte böyle başladı "Gülşah'ın Aynası" fikri. Sadece tariflerim değil, içim doldukça yazacağım konular da oluyordu. Benim gibi düşünüp duygulananlar için bir paylaşım yeri de olsun istedim.
Neden "Gülşah'ın Aynası" derseniz... Ayna gibi beni yansıtan bir sayfa olmasını istediğim için derim. Bilmem siz de hissediyor musunuz? Size hitaben yazarken ben hep gülümsüyorum. 40 yıllık dostlarıma, arkadaşlarıma yazıyormuşum gibi, olduğum gibi...
Evliyim, ikiz çocuklarım var, Eczacıyım. Ankara'da yaşıyorum. Bebeklerimi büyütürken çalışmadım, blogumla ilgilenecek bol bol vaktim oldu. Şimdi tekrar çalışma hayatına döndüm. İnstagram'ı çok seviyorum. İçimdeki sanatçı ruhu ortaya çıkartacak imkanı sunuyor bana. Twitter'da instagram hesabımdaki kadar aktif değilim. Ama her yeni yazımın linkini ilk önce twitter hesabımda paylaşıyorum. Zaman zaman instagram paylaşımlarımı da twitter hesabıma gönderiyorum. Facebook hesabım da var ama, oldum olası Facebook ile aram hoş olmadı. Belki takipçilerimin ilgi alakası ya da talebi ile Facebook ile ilişkim de düzelir :D
Bana yazanlara, yorumlara mutlaka dönmeye çalışıyorum. Kim bilir belki de bir yerde sizlerle de kesişir yolumuz! Sağlıkla mutlulukla kalın.
